Nazi enigma şifrelerini açığa veren
kriptografların dahi anlam veremediği el yazması…
Voynich el yazması nedir?
Yapılan karbon testleriyle 15. yüzyılda yazıldığı tespit edilmiş bir el yazmasından bahsediyoruz. 1912’de kitabı kamuoyuna tanıtan kitapçı Wilfrid Voynich’in adıyla anılan el yazması, içerdiği tuhaf çizimler ve bir türlü anlaşılamayan yazısıyla çeşitli komplo teorilerine sebebiyet vermiş bir eser.
Karbon testi yapılmadan önce sahte
olduğu iddia edilen voynich el yazması için ortaya atılan iddiaların başında,
bu kitabın Felsefe
Taşı’na giden yol olduğu fikri geliyor. İçindeki tuhaf bitki ve çıplak
kadın çizimleri, takımyıldızlarla ve sıra dışı nesne çizimleriyle adeta Simyacı’nın El Kitabı’nı
anımsattığını söylemek de yanlış değil. Bir diğer komplo teorisi ise, kitabın uzaylılar
tarafından yazılıp gezegenimizde unutulduğu yönünde.
Fakat Orta Çağ tıbbî el yazmaları
konusunda uzman olan Nicholas Gibbs, “durumun bu kadar
karmaşık olmadığını düşünüyor.” İngiliz Times Lerary
Supplement dergisinde yayımladığı makalede, Voynich El Yazması’nın
Latince ligaturlerle yazılan
bir tıp kitabı olduğunu söylüyor. Ligatur ise, sık kullanılan kelimelerin veya
kelimelerde sıkça yan yana gelen harflerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan
şekiller anlamına geliyor. Bunun en bilinen örneği ise, Latince “ve” anlamına
gelen “et” sözcüğünden oluşturulan ve ampersand olarak
bilinen “&” karakteri. Gibbs’e göre tüm el yazması bu tür karakterle
yazılmış.
Geçtiğimiz senelerde el yazmasının Yale
Üniversitesi’ne bağlı Beinecke Kütüphanesi tarafından tamamen
bilgisayar ortamına aktarılıp kullanıma açılmasının ardından çalışmalarına
başlayan Gibbs, sayfalardaki her türlü detayı görebilmeye çalışmış. Latince
yazılan tıbbî metinlere olan aşinalığı sayesinde bazı kelimelerin bu tür
metinlerde geçen kısaltmalara benzediğini fark edince de araştırmalarını
arttırmış. Özellikle Herbarium Apuleius Platonicus adlı Roma
yazıtında görülen kısaltmaların kullanıldığını fark etmiş. Orta Çağ’da Roma’dan
kalan metinlerin yok olmaması için kopyalanması yaygın olduğu için de bu durum
son derece mantıklı görünüyor.
Kitabın özellikle jinekolojik
rahatsızlıklara ve çözümlerine eğildiğini söyleyen Gibbs, bu durumun yazarı
ligatur kullanmaya itmiş olabileceğini söylüyor. Orta Çağ’da kilisenin yaptığı
baskıdan çekinen yazar, özellikle kadın sağlığı gibi hassas bir konuda gözleri
üzerine çekmek istemediği için böyle bir şey yapmış olabilir. Ayrıca Gibbs, bu
durumun çok daha insani bir şeyden kaynaklamış olabileceğini de belirtiyor: tembellik.
Bütün bir metni birebir kopyalamaya üşenen yazar, bundan kaçınıp kaybolmasını
istemediği metni mümkün olan en kısa biçimiyle aktarmış olabilir.
Kitapta yer alan takımyıldız
çizimlerininse yine bu durumla ilgili olduğunu söylüyor Gibbs. Roma Döneminde
hastalıkların ve uygun tedavilerinin gök cisimlerinin belirli dizilimleriyle
ilgisi olduğu düşünüldüğü için, medikal bir kitapta bunlara yer verilmesi de
son derece normal.
Ne anlattığını bilmekten çok ne
anlatacağını hayal etmek daha cazip gelir insanlara.
Hayallerin gerçekleşmesi için yaşadığımız
dünyada bir gizem daha çözüldü. Kim bilir, bütün bu yapılanlar okyanusta bir
damladır belki de.
Söz uçtu, yazı kaldı. Hayata dair
yeni yazılarda görüşmek dileğiyle.
Kaynak: Kayıprıhtım
0 Yorumlar
Yorumunuz için teşekkür ederim :)