Dünya'yı Çocuklar Yönetsin

Günlük hayatımızda aşina olduğumuz ve hayat boyu en azından bir kez kullandığımız bir cümle: “Dünya’yı çocuklar yönetsin” Masum kalpleriyle eminim ki dünyamızı daha sevimli hale getirirler. 

Dünya’yı gerçekten çocuklar mı yönetmeli?

Her yeni güne uyandığımda ölüm haberlerinin, çocuklarına, eşlerine şiddet uygulayanların ve hayali dahi yüreklere dehşet saçan olayların haberini okumaktan sıkıldım. Sizlerin de benimle aynı görüşte olduğunuzu düşünüyorum ve öyle kabul ederek bu yazıyı yazma gereği duyuyorum. Belki bir hayalden öteye gidemeyecek bu yazı. Ancak hayaller gerçekleşmese de güzeldir. Ve bizim vazgeçilmezimizdir.

Bir gofret versem barışır mıyız?

Devletlerarasında çıkan askeri, siyasi veya ekonomik bir anlaşmazlığın yüzyıllarca devam edebildiği bir dünyada yaşıyoruz. Elbette hepsinin bir sebebi ve arka planı var. Burada onları konuşacak ne zamanımız ne de çocukları bekletecek hakkımız var.

Günümüzde de birçok devlet, çeşitli sebeplerle birbirlerine düşmanlık ediyor ve bunun acısını halklarından çıkarıyorlar. Hâlbuki çocuklar yönetseydi dünyayı böyle bir olayın yaşanması düşünülür şey değildi. Düşmanlığın ne olduğunu bilmediğimiz zamanlara dönmeliyiz, sabah haberleri yerine sabah kuşaklarını izlediğimiz günlere dönmeliyiz.

Siyaset yaparak kırdığımız gönülleri çocukça “bir gofret versem barışır mıyız?” diyerek kazanalım. Dünya’yı çocuklar yönetmeli diyoruz ama kendi içimizdeki çocuğu unutuyoruz. O masum günlerin bilincinde daha yaşanabilir bir dünyaya uyanmak hepimizin elinde.

Pek âlâ diyebilirsiniz bu dünya bizim içimizdeki çocukla mı değişecek diye. Yakın zamanlarda gördüğüm bir karikatür vardı ve tam da bu durumu özetliyordu. Sokaktaki bir ilanı inceleyen insanların hepsinin aklında şu soru var “ben istedim diye mi değişecek?

Evet, sen istedin diye değişecek. Ben istedim diye değişecek. Biz istedik diye değişecek.

Bugünlük çay molamızın sonuna geldiğimize göre hayali sevimli olan gerçeklere dönme vakti. Hoş çakalın.