Hayatımız hep bir değişkenlik üzerine kurulu. Dünümüz ile bugünümüz arasında çok fark var. Yarınımız da bugünümüzden bir o kadar farklı olacağa benziyor. Peki, bizi değiştiren ne? Okuduğumuz kitaplar, izlediğimiz filmler, gün içinde arkadaşlarımızla olan sohbetler… ve daha niceleri. Hayatımızı değiştirmek için ufak bir kıvılcım yeterli oluyor.
TV programları ve fark edilmeyen kıvılcımlar
Her geçen günümüze yeni sübliminal mesajlar gönderen
programlar bizi biz olmaktan uzaklaştırıyor. Fıtratımız üzere yaşadığımız sakin
hayata entrikalarla müdahale ediyorlar. Akıllı olmadığını iddia ettiğimiz
hayvanlar dahi eşlerini kıskanıyor. Günümüzün sözde tiyatrocuları eşlerini
başkalarıyla paylaşmayı modernlik olarak görüyor. “Bu bir tiyatro ve bu olay da tiyatronun gerekliliği” gibi sözlerle
insanlık dışı ve hatta hayvanlık aşağısı davranışını legalleştiriyor.
Bizler bunun bilincindeyiz. Elbette bu türlü olaylara
tepkimizi gösteririz ve asla bilinçaltımıza mesaj gönderemezler. Ancak farkında
olmayan gençler var, çocuklarımız var…
İnsanlar sevdikleri ve hayranlık duydukları kişileri idol olarak kabullenirler. Onun gibi
yaşamak isterler ve bu yüzden ne yaparsa onu denemeye çalışırlar. Bu da kimi
zaman çok tehlikeli sonuçları doğurabiliyor. Yukarıda bahsettiğimiz olay gibi.
Eşini kıskanmamanın normal olduğunu bizlere aşılamaya çalışan tüm yaz dizileri
kanımızı emen vampir gibidir.
Ateizmi cazipleştirme çabaları
Yakın zamanda izlediğim ve hatta sizlerin de haberlerde
gördüğünüz bir olay. “Beni dünyanın
kirleriyle gömsünler” diyen şahsiyet hepimizin çocukluğundan bu yana
izlediği, evlerine misafir ettiği biri. Kâh güldürdü kâh ağlattı. Ailemizden
biri oldu.
Gönlümüzde yeri büyük olan bu şahıs her çıktığı programda
provokatif sözleriyle insanların bilinçaltlarına yeri doldurulamayacak yaralar
açmakta. Saygınlıktan, hak hukuktan bahsediyor ve insanların kalbini çalıyor.
Bir Müslümanda olması gereken
davranışların bir ateistte olması
insanların kafasını karıştırmasına şaşmamalı.
Herkes doğruları için yaşar. Ancak asıl mesele mutlak doğrunun ne olduğudur? Bunun
farkında olmayan ya da idrak edecek yaşta olmayan yavrularımızın beyinleri bu
tip programlarla yıkanıyor.
Kendi çocukluğumdan hatırladığım bir sahne vardı. Tom ve
Jerry çizgi filminde bir ateş yakılıyor ve içerisinden şeytan çıkıyordu. Orda
bulunanlar ve tabi Tom ve Jerry başlarında hepimizin aşina olduğu illuminati sembollü şapkalarıyla tapıyorlardı. Bunu o
yaşlarda benim gibi dünya üzerinde milyonlarca çocuk izledi. İdrak edecek yaşta
değildim ve belki ilerleyen zamanlarda bu amblemi daha çok görmeye başlayacak
ve çocukluğumdaki o sahneyle aynı olduğunu hatırlayacaktım. Tohumu çok küçük
yaşlarda atılan fitne ilerleyen yaşlarda beni olmamam gereken yerlere
götürebilirdi.
Çocuklarımızı başımızdan atmak için eline verdiğimiz
telefonlar, bilgisayarlar, televizyonlar ve daha niceleri ilerleyen yıllarda
çocuklarınızı sizden çok uzaklara götürebileceği ihtimalini unutmayın.
Bu günlük çay
molamızın sonuna geldiğimize göre hayali güzel gerçeklere dönme vakti.
Hoşça kalın.
0 Yorumlar
Yorumunuz için teşekkür ederim :)